Duydum şaşırdım. Olamaz dedim. Herhalde haber yanlıştır diye düşündüm. Çerkezköy’de üretim yapan bir firma İŞÇİ ÜCRETLERİ çok yüksekmiş diye fabrikasını kapatıyormuş Üstelik işçilerin çoğunluğu ASGARİ ÜCRET’le çalışmalarına karşılık. Yani ayda 22 bin 104 TL.   Bu haberi duyduğumda ya bunlar insanlarla dalga geçiyorlar, ya da kafayı yemişler diye düşünmekten geri kalamadım. Ya da durum gerçekse, yani bu nedenle dükkanı kapatıyorlarsa herhalde bu firma ya battı ya da batıyor dedim. Ancak biraz araştırınca şaşırdım. Durum hiçte göründüğü gibi değilmiş. Benim battı batıyor dediğim firma. Üstelik günümüzde üretimi son derece kolay olan çorap üretmesine karşılık, yaptığı üretim hacmi ve ihracatı ile Türkiye’nin en büyük bin firması arasındaymış. Üstelik 1.300 çalışanı varmış. Sonra bir haber daha geldi. Şirket kapanmıyormuş MISIR’a taşınıyormuş. Yani Çerkezköy’deki fabrikasını kapatıp, orada çalışan 1.300 çalışanını çıkartıp, makinalarını Mısır’a taşıyıp orada üretim yapacakmış.   Hoppala bu da ne? İyi ama neden deyince işin aslı ortaya çıktı. Bizde asgari ücreti dolara çevirdiğimizde aylık ücret  yaklaşık 570 dolar civarı iken orada 97 dolarmış. İnanamadım. Gerçekten büyük fark. Bu ücret farkı da şirkete yılda 7,5 milyon dolar para kazandıracakmış. Üstelik enerji fiyatları 2,5 kat daha ucuzmuş. İlk yatırım ve teşviklerde toplandığında firma bir yıldan sonra köşe oluyormuş. Bu sayede Dünya pazarında rakiplerini rahat geçip malını kolayca satacakmış. Ne dersiniz! Adam haklı mı?   Bu bizim için ne acı çelişki değil mi? Ülkemizde asgari ücretle insanlarımız sürünürken, ihracat ağırlıklı çalışan bir firma ASGARİ ÜCRET çok yüksek, dünya pazarlarında rekabet edemiyorum diye başka bir ülkeye gidiyor. Onlarca işçisini adeta açlığa mahkum ederek. İyi de biz böylesi garip, izahı zor çelişkiyi neden yaşıyoruz. İnsanın kafası karışıyor bazen, gerçeklerle hayaller arasındaki ince çizgide kayboluyor.   Bir an düşündüm bu haberi bir yabancı ülke vatandaşı okusa, aklına Türkiye’de asgari ücret ne kadar yüksekmiş düşüncesi gelmez mi? Oysa ne gezer. Bir asgari ücret, ancak çay simit parasına yeterken, ya da küçük bir evin kirasını ancak karşılarken. Evet, gerçekten de şaşırtıcı ve düşündürücü bir durum. Söylediğimiz gibi, Türkiye’deki asgari ücret son derece düşük iken buna karşılık yaşam maliyetlerinin oldukça yüksek olması, bu tür açıklamaların bazen ironik ya da trajikomik hale gelmesine neden oluyor. Sahi biz neden bu duruma geldik! Şimdi sıkı durun başka bir bilgi daha aktarayım. Son on yılda Türkiye’de dükkanı kapatıp ta giden ya da orada yeni başlangıç yapan TÜRK FİRMASI sayısı 790 (Kaynak patronlar dünyası dergisi.) Onlarla beraber bu ülkede kazanılıp bu ülkenin kalkınması ve insanlarımızın refahı için kullanacağımız milyarlarca dolar elimizden kaçıp MISIR’a uçup gidiyor. Ya, bu nedenle işsiz kalan binlerce insanımıza ne demeli. İşçi asgari ücret çok düşük diye ağlıyor. Patronlarda işçi ücretleri o kadar yüksek ki ülkemizden kaçıp başka ülkelere gidiyorlar.   Sonuç izahı çok zor bir çelişki. Galiba biz kafayı yedik, sanki birileri gene bizi kandırıp kafamıza çorap örüyor!